Ana sayfa Mekânlar İmecenin böylesi… Unutulmuş bir kamulaştırma eyleminin hikayesi

İmecenin böylesi… Unutulmuş bir kamulaştırma eyleminin hikayesi

71
0

“Kırların çözülüşü buzların çözülüşü gibidir,
Nasıl buzlar çölünce derecikler nehirlere koşarsa
Kırlar çözülünce de kır yoksulları şehre koşarlar
Damlaya damlaya göl olur, akar gider sel olur
Arz topraklısı şehirlerin çevresine akar akar
Birikir de birikir,
Tencerede dert pişer, gecekondular şişer
Onca çile, onca baskı, onca zulüm,
Yoksulluk bendini yıkar, katlandığı şeylere karşı çıkar
Sokaklarda su gibi işçi, köylü, emekçi akar,
İşte bu görüntüden burjuvazi korkar.

İnsanca yaşayabilmek için insanın en doğal hakkı olan, sağlık, beslenme, yeme, içme, barınma dert olur. Bunların her biri bir sorun olur. Göstereceğimiz bir konut sorunu görün bakalım ne halde insan onuru.”

1 MAYIS MAHALLESİ NASIL KURULDU?

Bu dizeler 2 Eylül 1977 direnişini anlatan filmin başlangıcından. 2 Eylül 1977 direnişi nedir derseniz: İstanbul Ümraniye’deki 1 Mayıs Mahallesi’nin kuruluş öyküsüdür.

Türkiye’de siyasi kutuplaşmaların iyice belirginleştiği, sol ve sağ eylemlerin karşılıklı ivme kazandığı yıllardır bu yıllar… 2 Eylül 1977 tarihinde bir grup sol öğrenci yoksul ve evsiz halka konut yapmak amacıyla birleşir, Ümraniye’de boş bir arsayı tespit eder ve yoksul halkı da aralarına katarak ev yapımına başlar. Kolluk kuvvetleri müdahale eder tabi ama halk direnir, direniş zaferle sonuçlanır mahalle adını kanlı 1 Mayıs’tan alır. Şimdiki adı Mustafa Kemal Mahallesi olsa da o direnişin öyküsü hatırlara kazınır.

İKİNCİ KAMULAŞTIRMA EYLEMİ KAYSERİ’DE AMA UNUTULDU

Ve bilir misiniz, aynı direnişten iki örnek yaşanmıştır Türkiye’de. Biri de, 1 Mayıs Mahallesi kadar çok bilinmez ama Kayseri’dedir. Şimdiki adıyla Yenidoğan Mahallesi, tapu kayıtlarında Güllübahçe Kirişhane mevkii olarak geçen arazi, 2 Eylül direnişinden örnek alan yine solcu öğrencilerin (çoğunluğu Kayseri Eğitim Enstitüsü öğrencisi) çabaları sonucu kurulmuştur. Resmi ideolojinin tanımıyla ‘işgal eylemi’, direnenlerin tanımıyla ‘kamulaştırma eylemi’ Kayseri’de çok az kişinin hatırasına kazınır.

Yaptığım araştırmalarda gördüğüm kadarıyla gazete kupürlerine bile olay olduğu gibi yansı(tıl)mamıştır, hatta dönemin belediye başkanı Niyazi Bahçecioğlu bile olayı hatırlayamamaktadır. Ama sözlü tarih olayların gerçek tanığıdır. O kamulaştırma eylemine katılan öğrencilerin ve tanıklardan benim ulaşabildiğim iki var. İlki 1978 yılında Kayseri Eğitim Enstitüsünde öğrenci olan, şimdiki Nevşehir CHP İl Genel Sekreteri Tayfun Ceyhan. Çalışmayı örgütleyenlerin arasında yer alan Ceyhan, sorularımızı şöyle yanıtladı…

Nasıl karar verdiniz bu çalışmaya, Ümraniye’yi mi örnek aldınız?

“Çevre yerleşim yerlerinden göç almaya başlayan Kayseri’de arsa fiyatları artmaya başlayınca bazı kişiler göç gelenlere kendi yerleri gibi arazileri satıp gecekondu denilen konutlar yapmaya başladılar. Ülke genelinde özellikle İstanbul’da kamu arazileri bu kişilerin yoksulları sömürmesinde araç olmaktaydı. İstanbul Ümraniye’de devrimci grupların mafya tabir edilen satıcıları saf dışı etmesi ve evsizlere ev yapımı için çalışma başlatması ve sol, devrimci yayın organlarının bu çalışmaları yansıtması Kayseri’ye de yansıdı. Biz de bunun üzerine ne yapabileceğimizi düşünmeye başladık.

Kimler vardı eylemlerde, kaç kişiydiniz?

“Kayseri’de bulunan demokratik kitle örgütlerinden sol, devrimci genç arkadaşlarımız vardı. Once, Kayseri’de yağmalanarak halka satılacak arsaları inceledik, en uygunu Şeker Fabrikası işçi evlerine yakın yerde Sanayi’ye komşu arsanın halka verilmesi için çalışma yapmak gibi geldi. Ama tartışırken devrimci dergilerdeki haberleri izleyip evsiz vatandaşları tespit etmek ve üzerinde hiç mülkiyeti olmayanlara ulaşmak gibi bir karar alındı. Sonra o kişilere ulaştık.”

“POLİS DÜĞÜNDEN GELDİĞİMİZE İNANMADI”

“Özellikle Eğitim Enstitüsü öğrencileri ve liseli devrimci gençler gönüllü olarak bölgeye geldiler. Okul, cami gibi yerlerin ayırt edilerek herkese bir ev yapacağı kadar arsa ayrıldı. Gücü olanlar malzemelerini kendileri temin ederken olmayanlar yardım topladı.”

Çalışmayı fark eden olmadı mı?

“İlk gün hiç kimse yani devlet güçleri olayı fark etmediler. Bin civarında genç karınca gibi çalıştı. Duvarlar yükselmeye başlayınca polis, jandarma güçleri yığınak yaptı. Yapıma önceleri ara verilmedi. Güç kullanmaya başlanınca taktik olarak geri çekilindi. Daha sonra geceleri çalışılıp bazı evler oturulur hale getirildi. Bir gece, çalışma yapılıp gruplar halinde parça parça dağılırken Emniyet güçleri Esentepe bölgesinde 30 kişi kadar grubu çembere aldı. Düğünden geliyoruz deyince polis kimin düğünü diye sordu, bir arkadaşım hemen atılıverdi. Polisler düğün yapıldığını söylediğimiz eve götürdüler. Halbuki düğün 1 ay önce olmuştu. Amir İl Emniyet müdürüne telsizde, ‘Düğün bitmiş, çocuklar dağılıyormuş.’ demesine rağmen Emniyet Müdürü hepimizi 1. Şube’ye getirtti. Gece 1 sularında oluyor bu olay. Oradaki yaşı küçük çocuklar benim adımı verince, ben tabi mimliyim, 1. Şube Müdürü bana bağırdı, çağırdı. Ben düğün diye direttim, sonra kimlik yoklaması yaptılar ve serbest bıraktılar. Bu sefer de gecenin o yarısında eve gitme sorunu vardı, onun için direndik, bizi araçlarla eve bıraktırmışlardı. Biz sonra kısa aralıklarla bazı evleri gizli gizli tamamladık.”

“KOMÜNİST DİYORLAR AMA ALLAH RAZI OLSUN”

Tamamladınız bitti, sonra mahalleye gittiniz mi?

“Çalışma bitince zaten tespit ettiğimiz insanlar evlere yerleştirildi. Yıllar sonra gittim. Apartmanlar yapılmıştı. Küçük bir bakkalı olan bir şahısla sohbet ettim mahallede. Kendimi tanıtmadan nasıl arsa sahibi olduğunu sorduğumda, ‘Komünist falan diyorlar, dinsiz imansız diyorlar yine de Allah razı olsun sayelerinde mülk sahibi olduk.’ dedi. Sonra kendimin orada ev yapımında çalıştığımı söyledim. ‘Bir şey ikram edeyim, kusura bakma ileri geri konuştum.’ dedi.”

Neler hissettiniz bu konuşmadan sonra?

“Duygularımı anlatmak zor. Oylarını hep sağ partiye verdiğini söyledi mesela o bakkal bana. İçimden, ‘Biz konut sahibi yaptık, şimdi hale bakın.’ diyerek, ikramını da kabul etmeyerek oradan ayrıldım.”

“ŞİMDİ OLSA YAPMAM”

Kamulaştırma eylemine katılanların bir diğeri de Eyüp Gürbüz. O da Eğitim Enstitüsü öğrencilerinden, örgütlü değil ama solcu. “Şimdi olsa yapmazdım.” diyen Eyüp Gürbüz, çalışmalara nasıl katıldığını şöyle anlattı…

“78’de öğrencilik dönemimizde, Kayseri Eğitim Enstitüsü öğrencileriydik. Sağ-sol çatışması çok yaygın. Yoksul ailelere briketle ev çevrilip verilecek dediler, o zamanın ruh hali ile gidip yardım edelim, tuğla çekelim, harç karalım, inşaatlarında işçi olarak çalışalım denildi, ben de katıldım, çalıştık.”

Siz jandarma ile karşı karşıya geldiniz mi?

“Jandarmayla da karşılaştığımız oldu. Yaptığımız yerleri yıkmaya gelmişlerdi, biz bir grup olarak önlerine geçtik, o gün yıkım gerçekleşmedi. O zaman duvarları 2 metre kadar yükseltmiştik ama çatılar henüz yapılmamıştı.”

Siz gittiniz mi sonra mahalleye?

“İki yıl kadar sonra gittim. Hatta benim çalıştığım evi gördüm, kim oturuyor diye merak etmiştim. Şu anda o ev duruyor. Ama o zamanki sahipleri mi oturuyor bilmiyorum. Siteler kurulmuş, yer yer gecekondular da var burada. Oturanlar şimdi bizi nasıl anıyor bilmiyorum. Biz orada bir inşaat işçisi gibi çalıştık, acıkınca bakkaldan helva, ekmek, domates ekmek getirir yerdik.”

“EVİM YOKTU AMA GURURUMA YEDİRİP YAPTIRAMADIM”

“Bizim bunda bir çıkarımız yoktu yani, hatta ben o zaman evliydim, 2 çocuğum vardı, eşim çalışıyordu, ben öğrenciydim, arkadaşlar bana da, sana da ev yapalım kirada oturuyorsun falan dedi ama zaman bizde eleştiri çok yaygın olduğu için birbirimize, laf gelir diye gururuma yediremedim, istemediğimi söyledim. Briket al yeter demişlerdi. Eğer kabul etseydim belki benim de orada evim, arazim olacaktı. Gitmiş orada solculuk adı altında kendine ev yapıyor dedirtmemek için hiç karışmadım o işe.”

“EV SAHİBİ YAPTIKLARIMIZI HEP KARŞIMDA BULDUM”

Şimdi olsa yapar mısınız?

“Şimdi bu kafayla yapmam, çünkü onları hep karşımda buldum. O zaman başkaydı. Eski tanıdığım yoldaşım olursa elbette ki ona yardımcı olmaya çalışırım. Eskiden köyümüzde mercimek ekilirdi, mercimek kaldırmak diye bir tabir vardı ve herkes birbirinin mercimeğini toplamaya gelirdi. Ama şimdi öyle olmuş ki, insanlar diğerinin mercimeği olmasa da kaldırmasa diye bakıyor, bırakın ki ev yapmayı…”

MAHALLEDE BİLEN YOK

Mahalle sakinleri arasında yaptığım araştırmada konuyu ayrıntısı ile bilen birine denk gelmedim. Mahalle muhtarlığından görüştüğüm kişiler de, zamanında burada bir gecekondulaşma faaliyetin olduğunu bildiklerini, ancak solcu öğrencilerin çalışmasından haberdar olmadıklarını ifade etti.

GAZETELERDE YER BULMADI

Anlaşılan o ki, olay gazetelerde de çok yer bulmamış. Bugün de varlığını sürdüren Hakimiyet gazetesinde rastladığım birkaç haberde de, bunun bir kamulaştırma eylemi olduğuna değinilmemiş. Yine haberlerden ve söylenenlerden, 78’de başlanan ve 80’lerde yıkıldığı anlaşılan briket evlerde oturanlar araziler için hak talep ettikleri anlaşılıyor.

OLAY GAZETELERE NASIL YANSIDI?

Ulaşabildiğim, 14 Eylül 1978 tarihli Hakimiyet gazetesinde, Tayfun Ceyhan’ın sözünü ettiği üzere, Şeker Fabrikası civarındaki arazilerle alakalı şöyle bir habere yer verilmiş:

“Şeker Fabrikası civarında ve Keykubat Mahallesi’ndeki geniş bir alana 3 gece içinde 300’den fazla gecekondu yaparak Kayseri Belediyesi ve özel şahıslara ait tapulu arazileri işgal eden ailelerin işgal ettikleri bu toprakları derhal tahliye etmeleri istendi. Vali Celal Kayacan, adı geçen bölgede arazisi bulunan çok sayıdaki vatandaşın vilayete başvurarak yasal mülkiyet haklarının korunmasını istediklerini belirtti.”

21 Eylül tarihli aynı adlı gazetede bu kez Vali Celal Kayacan’ın sert eleştirileri habere konu edilmiş.

“Vali Kayacan bir açıklama yaparak sahipli arazi üzerinde yapılan gecekonduların yıktırılacağını bildirmişti. Vali Kayacan’ın açıklaması şöyledir: son günlerde Devlet, Belediye, vakıf ve sahipli arazilere gecekondu yapmak gayreti il merkezinde müşahade edilmektedir. 755 Sayılı Kanun 1990 Sayılı Kanun başkasının arazisine rızası hilafına bina yapmayı men etmiştir. Bu şekilde yapılan binaları Kanun gereği yıkmaya görevliyiz ve yıkacağım. Vatandaşın fuzuli zarar girmemesi için kendilerini ikaz ediyorum. Bu ikazımıza uyarak kanunsuz faaliyetlerini bizi Kanun zoru kullanmaya mecbur etmeden durdurmalarını önemle rica ediyorum.”

Kayseri’de, şimdiki Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’den sonra, en uzun dönem belediye başkanlığı görevinde bulunan CHP’li Niyazi Bahçecioğlu vefat etmeden önce kendisine bu konuyu sorduğumda net bir yanıt alamamıştım. Hatta yanıtın biraz yuvarlak olduğunu bile söyleyebilirim. Aynı haberde o zamanın Belediye Başkanı Niyazi Bahçecioğlu’nun şu sözlerine yer verilmiş…

“Son günlerde bazı hazine, belediye ve şahıs arazileri üzerine bazı ihtiyaç sahibi şahısların ve gecekondu simsarlarının ev yaptırmaya başladıkları görülmektedir. Sayın Başbakanımızın açıklamaları ışığında evsiz yurttaşlara arazi verilmesi için bit takım hazırlıklarda bulunulduğu belirtilmekte, ancak yasa dışı yapılanların da yıktırılacağı belirtilmektedir. Vilayet bu konuda gereken tedbirleri almaktadır. Sayın halkımızın zarara uğramamaları için derhal buradaki girişimi durdurması ve Sayın Başbakanımızın belirttiği imtiyaz sağlanıncaya kadar beklemelerini önemle rica ederim.”

1 MAYIS MAHALLESİ KADAR HATIRLANMIYOR

Kayseri’de 1978 tarihinde Eğitim Enstitüsü’nün solcu öğrencilerinin başlattığı ‘kamulaştırma eylemi’, İstanbul’daki 1 Mayıs Mahallesinin kuruluşundan farksız olmasına rağmen tarihin karanlık sayfalarına gömülmüş görünüyor. Birkaç tanık öğrenciye ulaştığımız bu eylemle ilgili başka tanıklar var ise Röportaj Haber olarak, hafızaya kaydetmeyi arzu ettiğimizi belirtmek isteriz.

Selma Kara

 

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here